10 Ekim 2017 Salı

özlenenlere ithafen


Düşün ki bir sonbahar akşamı sen, ben, arkadaşlar kimsesiz sokaklarda yürürken gök delinmişcesine bir yağmur bastırıyor. Siz adımlarınızı hızlandırıyorsunuz. Bense başımı kaldırıp yağmurun tenime nüfuz etmesine izin veriyor ve bir meczup gibi gökyüzüne gülümsüyorum. Bir yandan halimle alay ediyor bir yandan da kolumdan tutup çekiştiriyorsunuz. Alayınıza içerlenmeyi sonradan dönüp bakmayacağım bir kenara bırakıyor; ânı kirletmiyorum. Onun yerine yan yana ıslanabildiğimiz için, aynı yağmurun altında birlikte koşabildiğimiz için minnet duyuyorum. Bir adım geri atarak tek tek hepinizi dışardan izliyorum. Babaların çocukları uykudayken sessizce seyretmeleri gibi, gözlerimle seviyorum. Güzelliğiniz tebessüm oluyor kalbimde. Hem öyle büyük ki dudaklarıma tezahür ediyor bu durum. Dudaklarımın kıvrılışına mânâ veremeyip farklı anlamlar yüklüyorsunuz. Açıklama yapmıyorum. Yalnız gözlerim sizinle doluyor. Yağmura sığınıyor, saklama gereği duymuyorum. Gökyüzünün kararmışlığı gölge edemiyor yüzlerinizden temessül eden güneşlere. Düşün ki bir sonbahar akşamı o kimsesiz sokakları arşınladığımız vakit boyunca ben, sizi seviyorum.

Ve düşün ki bir kış günü ben bu satırları yazıyorum soğuk bir duvara yaslanıp. Sen, ben, arkadaşlar... Ayrılmışız. Sen yoksun. Arkadaşlar yok. Ben varlığımı arıyorum. Bir sonbahar akşamında buluyorum kimi zaman. Kimi zaman kapatıp gözlerimi hayalinizle konuşuyorum. Seninle sarılıp ağlayışımızı, arkadaşlarla oturup karnımıza ağrılar girene dek gülüşümüzü yâd ediyorum. Bir kapı eşiğinden sizi izlediğim gün geliyor aklıma. Birlikteliği ve ayrılığı aynı dakikaların, aynı saniyelerin, aynı lahzaların içinde tattığım gün. Düşün ki tüm bunlar ve hatta daha fazlası tekrara alınmış bir şarkı gibi dönüp duruyor zihnimde.

Düşün ki bir kış günü ben bu satırları yazarken soğuk bir duvara yaslanmış... Sen, ben, arkadaşlar... Gözlerimle, göz kapaklarımın arasında... Benden başka kimsenin göremeyeceği bir yerde. Sen, ben, arkadaşlar... Göğsümün en içinde. Benden başka kimsenin ulaşamayacağı bir yerde.

Düşün ki ayrılık yok. Yalnız bir veda, bilinmeyen bir vakitte tekrar görüşmek üzere.

Tekrar görüşmek üzere.
Bir gün muhakkak.
Bir gün muhakkak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder