Yapraklarını
gözlerime döktü
Gövdesinin
ihtişamı
Ölümün
soğukluğu kadardı
Dik bir
yokuştan yuvarlanan
Cevizler
kesti yolumu
Elleri
cebinde, serkeş
Bir sincap
geçti yanımızdan
Cevizlere
nazar etmeksizin.
Beni fark
edince aniden durup
Gözlerime
dikti gözlerini
Söğüt
ağacının gözlerine dikti gözlerini.
Ben yoktum
orada
Cevizler
kadar yoktum
Ölmüş bir
söğüt ağacı
Elleri
cebinde bir sincap
Birbirlerine
bakıyorlardı
Birbirleriyle
konuşuyorlardı
Söğüdün
gözleri gözlerimde doldu
Hayır
ağlamıyorlardı.
Bense yoktum
orada
Gözlerim
vardı yalnız
İçinde
söğüdün yaprakları
Yüzünde
söğüdün yaraları
Cevizler
kadar yoktum ben
Anladım.
Ölü bir
söğüdü
benden daha
çok var kılan
Sincabın
kendisi değil
Söğüde
duyduğu muhabbetti.
Bildim.
Elleri
cebinde, serkeş bir sincabın
benden daha
canlı olmasının sebebi
Söğüdün
gözlerindeydi.
Bir
muhabbetle can bulacak varlığımın yakarışını
Duydum.
Düşümde
gördüğüm söğüt ağacı
Yapraklarını
gözlerime döktüğünde
Ve elleri
cebinde, serkeş bir sincabın
gözleri
gözlerime değdiğinde
Ben orada
yoktum
Cevizler
kadar yoktum.